elder, senior

listen to the pronunciation of elder, senior
Английский Язык - Турецкий язык

Определение elder, senior в Английский Язык Турецкий язык словарь

older
{f} daha eski

Çin'in tarihi Japonya'nınkinden daha eskidir. - The history of China is older than that of Japan.

Hangisi daha eskidir, bu kitap mı yoksa şu mu? - Which is older, this book or that one?

older
(Bilgisayar) daha eskiler

Daha modern binalar daha eskilerden daha güvenlidir. - More modern buildings are safer than older ones.

older
{s} büyük

Bakım onun görünüşünü on yaş büyük yaptı. - Care has made her look ten years older.

Yeni bir çalışma 65'ten daha büyük hastaların hastane kayıtlarının çoğunlukla yanlış olduğunu ortaya atmaktadır, bu durum ciddi tedavi hatalarına yol açabilir. - A new study suggests that hospital records for patients older than 65 are often incorrect, which may lead to serious treatment errors.

older
eski

Hangi kitap daha eskidir, bu mu yoksa şu mu? - Which book is older, this one or that one?

Tatoeba: Bizim sizden daha eski cümlelerimiz var. - Tatoeba: We've got sentences older than you.

older
{s} daha yaşlı

O,şimdi daha yaşlı ve daha akıllıdır. - She is older and wiser now.

O genç görünüyor, ama o aslında senden daha yaşlıdır. - She looks young, but she's actually older than you are.

Английский Язык - Английский Язык
older
elder, senior
Избранное