Tom says he'll go to Boston in October.
- Tom ekimde Boston'a gideceğini söylüyor.
Leaves begin to fall in October.
- Yapraklar ekimde düşmeye başlar.
One day our children will take over our paddy planting.
- Bir gün bizim çocuklar bizim çeltik ekimini devralacak.
The soil will have to be plowed before we start planting.
- Biz ekime başlamadan önce toprağın sürülmüş olması gerekecek.
The stock market crash of October 1987 in New York is still vividly remembered.
- New York'ta Ekim 1987 borsa krizi hâlâ etkili bir şekilde hatırlanmaktadır.
I was born October 10th, 1972.
- 10 Ekim 1972'de doğdum.