einladen

listen to the pronunciation of einladen
Немецкий Язык - Турецкий язык
Английский Язык - Турецкий язык

Определение einladen в Английский Язык Турецкий язык словарь

invite
davet etmek

Pul koleksiyonum yok ama onu davet etmek için bir mazeret olarak kullanabildiğim Japon kartpostal koleksiyonum var. - I don't have a stamp collection, but I have a Japanese postcard collection that I could use as an excuse to invite him.

Sizi bir partiye davet etmek istiyorum. - I want to invite you to a party.

invite
davet et

Açılış törenine çok misafir davet etmeyi planlıyorum. - I plan to invite a lot of guests to the opening ceremony.

Pul koleksiyonum yok ama onu davet etmek için bir mazeret olarak kullanabildiğim Japon kartpostal koleksiyonum var. - I don't have a stamp collection, but I have a Japanese postcard collection that I could use as an excuse to invite him.

invite
{f} rica
invite
{f} istemek
ask out
(deyim) çıkma teklif etmek
ask out
(Argo) birine yazmak, yürümek
invite
çanak tutmak
invite
yol açmak
invite
çağırmak
invite
yüreklendirmek
invite
davetiye çıkarmak
ask out
Kız-erkek arkadaşlığı kurmak içişn teklif etmek
invite
{f} davet etmek, çağırmak: He invited only his close friends to the exhibit. Sergiye sadece en yakın arkadaşlarını davet etti
invite
{f} neden olmak
invite
invitingly davetkar bir şekilde
invite
{f} çekmek
invite
icrasını teklif etmek