Birçok müşteri danışma için avukata gelirler.
- A lot of clients come to the lawyer for advice.
Yolda birçok hayvan gördü.
- He saw a lot of animals on the road.
Bir sürü ünlü kişi buraya gelir.
- Lots of famous people come here.
Bir sürü insan vardı.
- There were lots of people.
Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var.
- I can't go out because I have a lot of homework.
Açılış törenine çok misafir davet etmeyi planlıyorum.
- I plan to invite a lot of guests to the opening ceremony.
Birçok kişi arabalarla ilgilenir fakat arabalar benim için bir şey ifade etmiyor.
- Lots of people are interested in cars, but they're really nothing to me.
Hâlâ birçok batıl inanca inanılıyor.
- Lots of superstitions are still believed in.
Bir çok öğrenci Bay Brown'a saygı duyuyor.
- A lot of students look up to Mr Brown.
Bir çok çözümü düşünüyoruz.
- We are thinking of a lot of solutions.
Yapacak bir sürü işim var.
- I have loads of things to do.
Ben o mağazada bir sürü şey alırım.
- I buy loads of stuff at that store.