Tom olağanüstü bir kişidir.
- Tom is an extraordinary person.
iPhone olağanüstü bir cep telefonu.
- The iPhone is an extraordinary cell phone.
Ciddi ve sıradışı bir sorunum var.
- I have a serious and extraordinary problem.
Piyanistin sıradışı bir yeteneği var.
- The pianist is endowed with extraordinary talent.
Bir şey okumayan bir kişi görülmemiş bir kolaylıkla aldatılabilir.
- A person never reading anything may be fooled with an extraordinary easiness.