edepsiz edepsiz

listen to the pronunciation of edepsiz edepsiz
Турецкий язык - Английский Язык

Определение edepsiz edepsiz в Турецкий язык Английский Язык словарь

edepsiz
shameless

Tom is shameless, isn't he? - Tom edepsiz, değil mi?

edepsiz
nasty

There's no need to be nasty. - Edepsiz olmaya gerek yok.

She gives me a nasty look every time she sees me. - O beni her ne zaman görse bana edepsiz bir görüntü verir.

edepsiz
rude

I was taken aback by his rudeness. - Onun edepsizliği tarafından şaşırdım.

edepsiz
indecent
edepsiz
ill-bred
edepsiz
malapropos
edepsiz kimse
(Argo) cocksucker
edepsiz
immodest
edepsiz
ill-mannered, impolite, ill-bred, rude
edepsiz
dirty

I know some dirty jokes, but I don't tell them. - Bazı edepsiz fıkralar biliyorum ama onları anlatmam.

I know some dirty jokes, but I never tell them. - Bazı edepsiz fıkralar biliyorum ama onları asla anlatmam.

edepsiz
naughty
edepsiz
immoral, ill-mannered, shameless, insolent, nasty
edepsiz davranma
frolicking
edepsiz kız
huzzy
edepsiz kız
hussy
edepsiz teşhir
(Kanun) indecent exposure
edepsiz tip
profligate
Турецкий язык - Турецкий язык
Edepsize yakışır biçimde
EDEPSiZ
Utanılacak işleri hiç sıkılmadan yapan, utanmaz, sıkılmaz, terbiyesiz
EDEPSiZ
Sakınılacak kötü (kimse), şirret: "Sen şimdi yukarı çıkar, bu edepsizi defedersin."- R. N. Güntekin
edepsiz
Sakınılacak kötü (kimse), şirret