econ

listen to the pronunciation of econ
Английский Язык - Турецкий язык
{k} economic, economics, economy
rayiç
işgücü
economy
iktisat
economics
tutumbilim
economics
ekonomi

O, üniversitede ekonomi eğitimi aldı. - He studied economics at college.

Xavier, Paris Üniversitesi'nde ekonomi okuyan genç bir öğrenci. - Xavier is a young student studying economics at the University of Paris.

economy
tutum
economy
ekonomik

Onlar ekonomik bir araba istediler. - They wanted an economy car.

Çinli yetkililer ekonomik büyümenin dünya ekonomisinden dolayı üç yıl içinde en düşük seviyesine düştüğünü söylüyor. - Chinese officials say economic growth has dropped to a three-year low because of the world economy.

economy
ucuz
economics
{i} ekonomi bilimi

Ben ekonomi bilimi hakkında dikkat etmem. - I don't care about economics.

Benim branşım ekonomi bilimidir. - My major is economics.

economics
{i} ülke ekonomisi
economics
{i} iktisat bilimi
economy
{i} örgüt
economy
iktisat ilmi
economy
teşkilât
economy
minister of economy maliye bakanı
economy
{i} tasarruf, tutumluluk, ekonomi
Английский Язык - Английский Язык
economics
economy
Economicsprep preposition
{i} study of the management of goods and services
{i} pertaining to the management of goods and services; of the science of economics
econ
Избранное