Geleneksel Vietnam ziyafetlerinin yaşayan müzeler olduğunu söylüyorlar.
- They say that traditional Vietnamese feasts are living museums.
Sen benim gözlerim için bir ziyafetsin.
- You are a feast for my eyes.
Böyle bir şölen krallara yakışır!
- A feast like this is fit for a king!
Bayram bütün gece sürecekti.
- The feast was to last all night.
Onun güzel sesi kulaklar için gerçek bir bayramdı.
- Her lovely voice was a real feast to the ears.