Üç sırtlan birbirlerini ikna etmeye çalışarak bir daire içinde oturdu.
- The three hyenas sat in a circle, reasoning with one another.
Tom ve Mary birbirlerini öptüler.
- Tom and Mary kissed one another.
Odadakilerin hepsi birbirini tanır.
- The people in the room all know one another.
İnsanların birbirini sevdiği bir dünyada yaşamak istiyorum.
- I want to live in a world where people love one another.
İki cadde birbirine paralel çalışır.
- The two streets run parallel to one another.
Dünyada yaşayan her şey birbirine bağlıdır.
- All living things on earth depend one another.