Her gün İngilizce çalışıyor musun?
- Do you study English every day?
Bunlar her yerde satılıyor.
- These are on sale everywhere.
Yalnızca her birey ona karşı harekete geçmeye karar verirse, AIDS durdurulabilir.
- AIDS can be stopped only if every person decides to take action against it.
O her birkaç günde buraya gelir.
- He comes here every few days.
Ben günaşırı onu ziyaret ederim.
- I visit him every other day.
Doktor günaşırı onu ziyaret eder.
- The doctor visits her every other day.
Her cumartesi bütün evi temizleriz.
- Every Saturday we clean the whole house.
Bütün ülkeler, tüm sınırları içindeki insan grupların ecdat yadigar eserlerini koruma ve gelecek nesillere aktarma sorumluluğu var.
- All countries have a responsibility to preserve the ancestral relics of every people group within their borders, and to pass these on to the coming generations.
Herkesin yarattığı, her türlü bilim, edebiyat veya sanat eserlerinden mütevellit manevi ve maddi menfaatlerin korunmasına hakkı vardır.
- Everyone has the right to the protection of the moral and material interests resulting from any scientific, literary or artistic production of which he is the author.
Harika değişik iklimleri sayesinde, Amerika Birleşik Devletleri, hemen hemen her türlü spor için bir cennettir.
- The United States is a paradise for almost every kind of sports, thanks to its wonderfully varied climate.