Can you mail these letters for me?
- Benim için bu mektupları postalayabilir misin?
I'll mail this letter today.
- Bugün bu mektubu postalayacağım.
I got my son to post the letters.
- Oğluma mektupları postalattım.
This is a post office and that is a bank.
- Bu bir postane, şu ise bir bankadır.
What will the postage be?
- Posta ücreti ne kadar?
The price includes the postage charge.
- Fiyata posta ücreti dahildir.
If I'm away from home for a period of time, I will stop mail delivery.
- Eğer bir süre evden uzak olursam, posta servisini bırakacağım.
What time does the mailman come?
- Postacı ne zaman gelir?
Will you mail this parcel for me?
- Bu koliyi benim için postalar mısın?
Put a stamp on the parcel and post it.
- Paketin üzerine bir pul koy ve onu postala.
He robbed the mail coach.
- O, posta arabasını soydu.
I don't remember mailing the letter.
- Mektubu postaladığımı hatırlamıyorum.
I remember mailing the letter.
- Ben mektubu postaladığımı hatırlıyorum.
Give me an airmail stamp, please.
- Bana bir hava posta pulu verin lütfen.
posta şirketi zararımı karşılamadı.
Please send it by express mail.
- Lütfen ekspres posta ile gönderin.
The postal service in this country isn't fast.
- Bu ülkede posta hizmeti hızlı değildir.
The U.S. Postal Service could shut down as early as next year.
- U.S. Postal Service gelecek yılın başına kadar kapanabilir.
The U.S. Postal Service could shut down as early as next year.
- U.S. Postal Service gelecek yılın başına kadar kapanabilir.
Postal services are a government monopoly.
- Posta hizmetleri devlet tekelindedir.
There is a post office in front of my house.
- Evimin önünde bir postane var.
There is a post office close by.
- Yakında bir postane var.
He robbed the mail coach.
- O, posta arabasını soydu.
A friend of mine asked me to send him a postcard.
- Bir arkadaşım ona bir posta kartı göndermemi rica etti.
Don't forget to write the zip code.
- Posta kodunu yazmayı unutmayın.
Can you tell me what the zip code is for New York?
- New York'un posta kodunun ne olduğunu bana söyleyebilir misiniz?
My father painted the letterbox red.
- Babam posta kutusunu kırmızı boyadı.
The next morning he found a handwritten letter in the letterbox.
- Ertesi sabah o, posta kutusunda elle yazılmış bir mektup buldu.
Is there a mailbox near here?
- Yakınlarda bir posta kutusu var mı?
I looked around for a mailbox.
- Bir posta kutusu için etrafa bakındım.
The mail train lost most of its mail in the fire.
- Posta treni yangında postasının çoğunu kaybetti.
Robbers wrecked the mail train.
- Soyguncular posta trenini mahvetti.