eğitilmemiş

listen to the pronunciation of eğitilmemiş
Турецкий язык - Английский Язык
uneducated
unschooled
untaught
uncultivated
untrained
eğit
{f} educated

What does it mean to have an educated mind in the 21st century? - 21. yüzyılda eğitimli bir akla sahip olmak ne anlama geliyor?

Ford was poorly educated. - Ford kötü eğitim gördü.

eğit
{f} trained

I trained the dog to do tricks. - Oyun yapması için köpeği eğittim.

Musical talent can be developed if it's properly trained. - Düzgün bir şekilde eğitilirse müzikal yetenek geliştirilebilir.

eğit
{f} training

Tom can't ride a bicycle very well yet, so his bicycle has training wheels. - Tom henüz bisiklete çok iyi binemiyor, bu yüzden onun bisikletinin eğitim tekerlekleri var.

I think you should stick to your training schedule. - Sanırım eğitim planına bağlı kalmalısın.

eğit
educate

You must educate your tongue to distinguish good coffee from bad. - İyi kahveyi kötü kahveden ayırt etmek için dilini eğitmelisin.

Ford was poorly educated. - Ford kötü eğitim gördü.

eğit
{f} train

It is not easy to train dogs. - Köpekleri eğitmek kolay değil.

If he had trained himself harder at that time, he would be healthier now. - O zaman kendini daha iyi eğitmiş olsaydı, o şimdi daha sağlıklı olacaktı.

eğit
{f} schooling

I will have to wait till I finish schooling and start earning money. - Eğitimi bitirinceye ve para kazanmaya başlayıncaya kadar beklemek zorunda kalacağım.

The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn. - Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.

eğit
reeducate
eğitilmemiş
Избранное