eğiterek

listen to the pronunciation of eğiterek
Турецкий язык - Английский Язык
schooling
training

I've been spending a lot of time training my dog. - Köpeğimi eğiterek çok zaman harcıyorum.

eğit
{f} educated

Mr. Ito is a highly educated man. - Bay Ito oldukça eğitimli bir insan.

He was educated at Oxford. - O, Oxford Üniversitesi'nde eğitim gördü.

eğit
{f} trained

He was trained as a lawyer. - O bir avukat olarak eğitildi.

I trained the dog to do tricks. - Oyun yapması için köpeği eğittim.

eğit
{f} training

Tom can't ride a bicycle very well yet, so his bicycle has training wheels. - Tom henüz bisiklete çok iyi binemiyor, bu yüzden onun bisikletinin eğitim tekerlekleri var.

I am training hard so that I may win the race. - Ben, yarışı kazanabilirim diye sıkı eğitim yapıyorum.

eğit
educate

Ford was poorly educated. - Ford kötü eğitim gördü.

What does it mean to have an educated mind in the 21st century? - 21. yüzyılda eğitimli bir akla sahip olmak ne anlama geliyor?

eğit
{f} train

I am training hard so that I may win the race. - Ben, yarışı kazanabilirim diye sıkı eğitim yapıyorum.

It is not easy to train dogs. - Köpekleri eğitmek kolay değil.

eğit
{f} schooling

I will have to wait till I finish schooling and start earning money. - Eğitimi bitirinceye ve para kazanmaya başlayıncaya kadar beklemek zorunda kalacağım.

Fadil paid for Layla's schooling. - Fadıl, Leyla'nın eğitimi için ödeme yaptı.

eğit
reeducate
eğiterek
Избранное