eğil

listen to the pronunciation of eğil
Турецкий язык - Английский Язык
{f} leaned

The tower leaned slightly to the left. - Kule sola doğru hafifçe eğildi.

The old man leaned forward and asked his wife with a soft voice. - Yaşlı adam öne doğru eğildi ve karısına yumuşak bir sesle sordu.

{f} sagging
{f} cant
{f} leant
{f} sag
{f} lean

The tower leaned slightly to the west. - Kule batıya doğru hafifçe eğildi.

This house is leaning to one side. - Bu ev bir tarafa doğru eğiliyor.

canted
stooped

My grandma stooped down and picked up a needle and thread. - Babaannem eğildi ve bir iğne ve iplik aldı.

Tom stooped and picked up the coin. - Tom öne doğru eğildi ve bozuk parayı aldı.

eğil
Избранное