duvarsız

listen to the pronunciation of duvarsız
Турецкий язык - Английский Язык
unwalled
{a} not having walled, open, bare
{s} not surrounded by walls; unfortified
duvar
wall

The posters were immediately removed from the wall. - Posterler çabucak duvarlardan söküldü.

Someone is standing behind the wall. - Birisi duvarın arkasında duruyor.

duvar
barrier
duvar
wall; barrier; defensive barrier
duvar
bulkhead
duvar
compound
duvar
dike
duvar
dyke
duvar
enclosure
duvar
backstop
duvar
the wall
duvar
wall of
duvar
inclosure
duvar
sports blocking, defensive barrier
duvar
barrier (between two people)
duvar
mural

Those are particularly colorful murals. - Onlar özellikle renkli duvar resimleridir.

The artist painted the most intricate of murals on the old stone wall. - Ressam eski taş duvarda en karmaşık duvar resimlerini yaptı.

duvar
groyne
duvar
paries
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение duvarsız в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Duvar
(Osmanlı Dönemi) SUH
Duvar
dar
Duvar
(Osmanlı Dönemi) CİDAR
Duvar
örek
Duvar
cidal
Duvar
söve
Duvar
cidar
duvar
Yapılarda düşey bölme öğesi
duvar
Voleybolda, ağ üzerinde karşı takım oyuncusunun vurucusuna karşı koyma
duvar
Sonuç alınamayan yer
duvar
Bir yapının yanlarını dışa karşı koruyan, iç bölümlerini birbirinden ayıran, taş, tuğla vb. gereçlerden yapılan veya örülen dikey düzlem
duvar
Bir toprak parçasını sınırlayan taş, tuğla, kerpiçten yapılan engel: "Karabaş, bostan duvarının gölgesinde öğle uykusuna serilir."- Y. Z. Ortaç
duvar
Voleybolda ağ üzerinde karşı takım oyuncusunun vuruşuna karşı koyma
duvar
Bir toprak parçasını sınırlayan taş, tuğla, kerpiçten yapılan engel
duvar
Engel
duvar
iki bölgeyi birbirinden ayıran fiziki ve kalınlığı olan engel
duvarsız
Избранное