duruş

listen to the pronunciation of duruş
Турецкий язык - Английский Язык
stance

We still maintain our stance. - Duruşumuzu hâlâ sürdürüyoruz.

He had a strong stance on the subject. - Konuyla ilgili güçlü bir duruşu vardı.

bearing
posture

When bears sleep or lie down, their postures depend on whether they want to get rid of heat or conserve it. - Ayılar uyuduğunda ya da uzandığında onların duruşları ısıdan kurtulmak ya da onu korumak isteyip istemediklerine bağlıdır.

Poor posture can cause many problems. - Kötü duruş, birçok sorunlara neden olabilir.

attitude
stand

Let me make my stand clearer. - Duruşumu netleştireyim.

Tom took a courageous stand. - Tom cesur bir duruş aldı.

poise

Tom has a lot of poise. - Tom'un bir sürü duruşu var.

position
position, pose, posture, attitude; cessation, halt
carriage
rest, stop
pose

What's your favorite yoga pose? - Gözde yoga duruşun nedir?

hang
port
{i} lie

When bears sleep or lie down, their postures depend on whether they want to get rid of heat or conserve it. - Ayılar uyuduğunda ya da uzandığında onların duruşları ısıdan kurtulmak ya da onu korumak isteyip istemediklerine bağlıdır.

(Tekstil) fitting
setup
{i} pause
halt
stop

Tom made an emergency stop on the road. - Tom yolda acil durum duruşu yaptı.

cessation
presence
downtimes
set

A trial date was set. - Duruşma tarihi belirlendi.

lay

Sami wasn't seen again until Layla's trial. - Sami, Leyla'nın duruşmasına kadar bir daha görünmedi.

Layla was waiting for trial. - Leyla duruşmayı bekliyordu.

dur
{f} stand

I could scarcely stand on my feet. - Ayaklarımın üzerinde güçlükle durabiliyordum.

The balance at the bank stands at two million yen. - Bankadaki bakiye 2 milyon yende duruyor.

acil duruş
emergency stop
dur
(Bilgisayar) end

Let's wait for the rain to end! - Yağmurun durmasını bekleyelim!

It rained for several days on end. - Birkaç gün durmadan yağmur yağdı.

dur
conk out
dur
{f} standing

Someone is standing behind the wall. - Birisi duvarın arkasında duruyor.

I'm worn out, because I've been standing all day. - Bütün gün ayakta durduğum için yoruldum.

dur
hold on
dur
stop

I'm getting off the train at the next stop. - Sonraki durakta trenden ineceğim.

A car stopped at the entrance. - Girişte bir araba durdu.

dur
halt

It was because of the storm that the trains were halted. - Fırtınadan dolayı trenler durduruldu.

The blue sports car came to a screeching halt. - Mavi spor araba durma noktasına geldi.

dur
hist
dur
hold it
dur
nix
dur
hold

Hold up, what do you think you're doing? - Dur bakalım, Sen ne yaptığını düşünüyorsun?

When riding the escalator, please hold the handrail and stand inside the yellow line. - Yürüyen merdivene binerken lütfen tırabzanı tut ve sarı çizginin içinde dur.

dur
whoa
dur
stall

He stalled the engine three times. - Üç kez motoru durdurdu.

He pushed the stalled car with all his might. - O, bütün gücüyle durmuş arabayı itti.

esas duruş
attention
esas duruş/vaziyet
mil . attention
eskrimde dördüncü duruş
quart
kritik duruş
(Bilgisayar) critical stop
medeni duruş
civic posturing
politik duruş
(Politika, Siyaset) political standing
politik duruş
(Politika, Siyaset) political stance
rahat duruş standing
at ease, standing in the at ease position
temel duruş starting position of
a gymnastic exercise
Английский Язык - Английский Язык

Определение duruş в Английский Язык Английский Язык словарь

DUR
Durango, a state of Mexico
dur
Duration How long the spell lasts, usually expressed in turns (T)
dur
Drug utilization review (DUR) is a process which evaluates particular drugs for use by a specific member This process is conducted using specific edits-designed by the health plan and our Pharmacy and Therapeutics (P&T) committee-which are programmed into RxWEST claims processing computer Examples of DUR edits include: pregnancy, therapeutic duplication, and age precautions, dose range, drug interaction precautions, and gender compliance
dur
Drug utilization review
dur
Major; in the major mode; as, C dur, that is, C major
dur
Said of a wine which is too acidic
dur
a kingdom on the Va'andao sea, capital Baianch
dur
Drug Use/Utilization Reviews
dur
Durham 1: 43 hm Canada
dur
see- DRUG UTILIZATION REVIEW
Турецкий язык - Турецкий язык
Durma işi veya biçimi: "Ayol, bu kaçıncı duruş?"- R. N. Güntekin
Durma işi veya biçimi
poz
esas duruş
Dimdik, kımıldamaksızın, hazır olda olma durumu
rahat duruş
Vücudun alıştırmalar arasında dinlendirilmesi için, eller arkaya dik olarak birleştirilmiş, bacaklar önde veya yana yarım adım duruşunda aldığı gevşek durum
temel duruş
Bir jimnastik alıştırmasına başlamak için, vücudun dayanak yüzeyine göre aldığı, değişen ilk durum
Английский Язык - Турецкий язык

Определение duruş в Английский Язык Турецкий язык словарь

dur
(Bilgisayar) süre

Fiyatlar son on yıl boyunca sürekli arttı. - Prices have risen steadily during the past decade.

Amerika'da kaldığı süredeki deneyimlerini bize anlatmaya başladı. Biz dikkat kesildik. - He started to tell us his experiences during his stay in America. We were all ears.

duruş
Избранное