The balance at the bank stands at two million yen.
- Bankadaki bakiye 2 milyon yende duruyor.
These two are standing abreast.
- Bu ikisi yan yana duruyor.
Let's wait for the rain to end!
- Yağmurun durmasını bekleyelim!
Once the complaining starts, it never ends.
- Bir defa şikayet etmeye başladığında asla durmaz.
Someone is standing behind the wall.
- Birisi duvarın arkasında duruyor.
I'm worn out, because I've been standing all day.
- Bütün gün ayakta durduğum için yoruldum.
I'm getting off the train at the next stop.
- Sonraki durakta trenden ineceğim.
At the Battle of Verdun, French forces stopped a German attack.
- Verdun Savaşında,Fransız güçleri bir Alman saldırısını durdurdu.
They were unanimous that the war should be brought to a halt.
- Onlar savaşın durdurulması gerektiği konusunda aynı fikirdeydiler.
The car dove into the field and, after bumping along for a time, came to a halt.
- Araba tarlaya daldı ve bir süre sarsıldıktan sonra durma noktasına geldi.
I wonder how Tom is holding up.
- Acaba Tom'un durumu nasıl?
When riding the escalator, please hold the handrail and stand inside the yellow line.
- Yürüyen merdivene binerken lütfen tırabzanı tut ve sarı çizginin içinde dur.
He stalled the engine three times.
- Üç kez motoru durdurdu.
You've stalled the engine.
- Sen motoru durdurdun.