The balance at the bank stands at two million yen.
- Bankadaki bakiye 2 milyon yende duruyor.
These two are standing abreast.
- Bu ikisi yan yana duruyor.
Let's wait for the rain to end!
- Yağmurun durmasını bekleyelim!
I stood at the end of the line.
- Sıranın sonunda durdum.
Someone is standing behind the wall.
- Birisi duvarın arkasında duruyor.
I'm worn out, because I've been standing all day.
- Bütün gün ayakta durduğum için yoruldum.
Were the earth to stop revolving, what do you suppose would happen?
- Dünya dönmeyi durdursa,ne olacağını tahmin edersin?
At the Battle of Verdun, French forces stopped a German attack.
- Verdun Savaşında,Fransız güçleri bir Alman saldırısını durdurdu.
The blue sports car came to a screeching halt.
- Mavi spor araba durma noktasına geldi.
Halt! Stay right where you are or I'll shoot!
- Dur! Olduğun yerde kal, yoksa vururum!
Hold up, what do you think you're doing?
- Dur bakalım, Sen ne yaptığını düşünüyorsun?
When riding the escalator, please hold the handrail and stand inside the yellow line.
- Yürüyen merdivene binerken lütfen tırabzanı tut ve sarı çizginin içinde dur.
He stalled the engine three times.
- Üç kez motoru durdurdu.
Why are they stalling?
- Onlar neden duruyorlar?
Yazılım şirketi ekonomik durgunluk sürecinde büyük başarısızlığa uğradı.
- The software company collapsed during the recession.
Amerika'da kaldığı süredeki deneyimlerini bize anlatmaya başladı. Biz dikkat kesildik.
- He started to tell us his experiences during his stay in America. We were all ears.