The tree stopped growing.
- Ağaç büyümeyi durdurdu.
She stopped to smoke.
- O, sigara içmek için durdu.
These two are standing abreast.
- Bu ikisi yan yana duruyor.
Somebody is standing in front of his room.
- Biri odasının önünde duruyor.
He stood at the end of the line.
- Sıranın sonunda durdu.
I stood at the end of the line.
- Sıranın sonunda durdum.
Someone is standing behind the wall.
- Birisi duvarın arkasında duruyor.
These two are standing abreast.
- Bu ikisi yan yana duruyor.
At the Battle of Verdun, French forces stopped a German attack.
- Verdun Savaşında,Fransız güçleri bir Alman saldırısını durdurdu.
A car stopped at the entrance.
- Girişte bir araba durdu.
The blue sports car came to a screeching halt.
- Mavi spor araba durma noktasına geldi.
They were unanimous that the war should be brought to a halt.
- Onlar savaşın durdurulması gerektiği konusunda aynı fikirdeydiler.
The rule holds good in this case.
- Kural bu durumda geçerlidir.
When riding the escalator, please hold the handrail and stand inside the yellow line.
- Yürüyen merdivene binerken lütfen tırabzanı tut ve sarı çizginin içinde dur.
Why are they stalling?
- Onlar neden duruyorlar?
You've stalled the engine.
- Sen motoru durdurdun.
Fiyatlar son on yıl boyunca sürekli arttı.
- Prices have risen steadily during the past decade.
Yazılım şirketi ekonomik durgunluk sürecinde büyük başarısızlığa uğradı.
- The software company collapsed during the recession.