Yazılım şirketi ekonomik durgunluk sürecinde büyük başarısızlığa uğradı.
- The software company collapsed during the recession.
Onlar buluşmaları süresince kayak yapmaya gittiler.
- They went skiing during their date.
My house is close to a bus stop.
- Evim otobüs durağına yakın.
I'm getting off the train at the next stop.
- Sonraki durakta trenden ineceğim.
The car dove into the field and, after bumping along for a time, came to a halt.
- Araba tarlaya daldı ve bir süre sarsıldıktan sonra durma noktasına geldi.
It was because of the storm that the trains were halted.
- Fırtınadan dolayı trenler durduruldu.
When riding the escalator, please hold the handrail and stand inside the yellow line.
- Yürüyen merdivene binerken lütfen tırabzanı tut ve sarı çizginin içinde dur.
Hold up, what do you think you're doing?
- Dur bakalım, Sen ne yaptığını düşünüyorsun?
Somebody is standing in front of his room.
- Biri odasının önünde duruyor.
He always stands off when people are enthusiastic.
- İnsanlar çoşkuluyken, o her zaman uzak durur.
He stood at the end of the line.
- Sıranın sonunda durdu.
It rained for several days on end.
- Birkaç gün durmadan yağmur yağdı.
Somebody is standing in front of his room.
- Biri odasının önünde duruyor.
I'm worn out, because I've been standing all day.
- Bütün gün ayakta durduğum için yoruldum.
He pushed the stalled car with all his might.
- O, bütün gücüyle durmuş arabayı itti.
A stalled car impedes traffic in the left lane.
- Durmuş bir araba sol şeritte trafiği engelliyor.
He didn't see the stop sign and almost hit the child crossing the street.
- O, dur işaretini görmedi ve neredeyse caddeyi geçen çocuğa vuracaktı.
He failed to see the stop sign at the intersection and hit an oncoming car.
- Kavşaktaki dur işaretini göremedi ve gelen bir arabaya vurdu.