duâ

listen to the pronunciation of duâ
Турецкий язык - Английский Язык
{i} prayer

Your prayer will be answered. - Duan kabul edilecektir.

My prayers were answered. - Dualarım gerçekleşti.

blessing
devotions
orison
invocation
pray

Tom prays to God once in a blue moon. - Tom kırk yılda bir Tanrı'ya dua eder.

My prayer was answered. - Benim duama cevap verildi.

the prayer
kyrie
orisons
hosanna
dua etmek
pray

We all knelt down to pray. - Dua etmek için hepimiz diz çöktük.

We knelt down to pray. - Biz dua etmek için diz çöktük.

dua etmek
invoke
dua ile defetmek
exorcize
dua etmek
say prayer
dua etmek
bless
dua to
to pray
dua yeri
in prayer
dua eden
praying
dua edilecek ölülerin listesi
beadroll
dua etme
praying

Speaking in some languages sounds like praying. - Bazı dillerde konuşma, dua etme gibidir.

I spent five days in that filthy well. In that moment, my only solution was praying. - O pis kuyuda beş gün geçirdim. O anda tek çözümüm dua etmekti.

dua etmek
to pray, to invoke
dua etmek
say one's prayers
dua etmek
1. to pray. 2. to pray for (someone) out of gratitude
dua etmeyen
prayerless
dua ile defetme
exorcism
dua ile ruhları defeden kimse
exorcist
dua kitabı
missal
dua kitabı
service book
dua kitabı
primer
dua okumak
say one's prayers
dua türünden
invocatory
dualar
prayers

Only prayers keep him alive. - Onu sadece dualar hayatta tutar.

Sometimes our prayers aren't answered the way we want them to be. - Bazen dualarımıza onların olmasını istediğimiz şekilde cevap verilmez.

ayinlerde okunan kısa dua
collect
cemaat ile okunan dua
liturgy
günahları affettiren dua
indulgenced prayer
hayır dua
benison
hayır dua
blessing
hızlı ve coşkulu dua
ejaculatory prayer
içinden edilen dua
private prayer
katolik dua kitabı
breviary
katolik dua kitabı
missal
kilisede dua okutma odası
chantry
sessiz dua
private prayer
tespih çekip dua etmek
say the rosary
toplu dua kitabı (ingiltere)
(Tarih) book of common prayer
ölülerin ruhu için dua
requiem
ölünün ruhuna okunan dua ücreti
chantry
Английский Язык - Английский Язык
l agency A relationship in which a real estate agent or broker represents both parties in a transaction
Disaster Unemployment Assistance
Directory User Agents, when users wish to access a directory, they use directory user agents (DUAs) These agents (DUAs) directly represent the users in accessing the information stored in the Directory
Disaster Unemployment Assistance - Section 407 of the Disaster Relief Act of 1974 created a program for the payment of unemployment assistance to unemployed individuals whose unemployment is the direct result of a major disaster as declared by the President of the United States
Directory User Agent
Directory User Agent Specified in the X 500 specification
Disaster Unemployment Assistance - Section 407 of the Disaster Relief Act of 1974 created a program for the payment of unemployment assistance to individuals whose unemployment is the direct result of a major disaster as declared by the President of the United States
Prayer or supplication
A prayer or invocation
Supplication to Allah
what
Directory User Agent (standard, X 500) The software that accesses the X 500 Directory Service on behalf of the directory user The directory user may be a person or another software element See RFC1208
Directory User Agent The software that accesses the X 500 Directory Service on behalf of the directory user The directory user may be a person or another software element
Турецкий язык - Турецкий язык
Tanrı'ya yalvarma, yakarış
(Osmanlı Dönemi) Allah'a (C.C.) karşı rağbet, niyaz, yalvarış, tazarru
(Osmanlı Dönemi) Okumak.... Duâ ubudiyyetin ruhudur ve hâlis bir imanın neticesidir. Çünkü, duâ eden adam duâsı ile gösteriyor ki: Bütün kâinata hükmeden birisi var ki, en küçük işlerime ı
(Osmanlı Dönemi) Salât, namaz
(Osmanlı Dönemi) Birisini çağırmak
(Osmanlı Dönemi) Bir kimseyi bir isimle tesmiye etmek
(Osmanlı Dönemi) Peygamber'e (A.S.M.) salavat getirmek
(Osmanlı Dönemi) Birisini bir şeye sevketmek
(Osmanlı Dönemi) Cenab-ı Hak'tan hayır ve rahmet dilemek. Allah'ın rızâsını, hidayet ve istikamete muvaffakiyyeti dilemek, yalvarmak
(Osmanlı Dönemi) Söz, kelâm
Tanrı'ya yalvarma, yakarış için söylenen dinî metin: "Pazartesi, perşembe geceleri yatağında gizli gizli Arapça dua okurdu."- A. Gündüz
Tanrı'ya yalvarma, yakarış için söylenen dinî metin
Yakarı
Tanrı'ya yalvarma, yakarma, dilekte bulunma sözü
(Osmanlı Dönemi) NAMAZ
dua etmek
Tanrı'ya yalvarmak
Duâlar
(Osmanlı Dönemi) ENFAS
duâlar
(Osmanlı Dönemi) daavât