Kuraklık sırasında, çiftçiler kıt kanaat zorlukla geçinebiliyorlar.
- During droughts, farmers are barely able to eke out a living.
Eski insanlar kuraklıkların ve depremlerin Tanrıların memnuniyetsizlikleri anlamına geldiklerini düşünürlerdi.
- Ancient people thought that droughts and earthquakes meant that the gods were displeased.
Kuraklık sırasında, çiftçiler kıt kanaat zorlukla geçinebiliyorlar.
- During droughts, farmers are barely able to eke out a living.
Birçok köylü kuraklık esnasında öldü.
- Many peasants died during the drought.
Kıtlık süresince birçok köylü öldü.
- Many peasants died during the drought.
Kuraklıktan dolayı, çim soldu.
- Because of the drought, the grass has withered.
Kuraklık sırasında, çiftçiler kıt kanaat zorlukla geçinebiliyorlar.
- During droughts, farmers are barely able to eke out a living.
Kıtlık süresince birçok köylü öldü.
- Many peasants died during the drought.
Kuraklık sırasında, çiftçiler kıt kanaat zorlukla geçinebiliyorlar.
- During droughts, farmers are barely able to eke out a living.