O, şemsiyesine bir işareti olarak kırmızı bir kurdele koydu.
- She put a red ribbon on her umbrella as a mark.
Anne, kızının saçına bir kurdele bağladı.
- The mother tied a ribbon in her daughter's hair.
Mary saçlarına kırmızı bir şerit takıyordu.
- Mary wore a red ribbon in her hair.