Tom çok inatçı olabilir.
- Tom can be awfully stubborn.
Ben geç kaldığım için çok üzgünüm.
- I'm awfully sorry that I was late.
Onun konuşması müthiş sıkıcıydı.
- His speech got awfully boring.
Bugün belirli bir kimse müthiş kırılgan oluyor.
- A certain someone is being awfully fragile today.
Aşırı derecede pahalı.
- It's awfully expensive.
Bu akşam son derece soğuk.
- It's awfully cold this evening.
Yeni araban bana gerçekten son derece pahalı görünüyor.
- Your new car looks awfully expensive to me.