General John Pope korkunç bir hata yaptı.
- General John Pope made a terrible mistake.
Bu gerçekten korkunç.
- This is really terrible.
Ben bugün berbat hissediyorum.
- I feel terrible today.
Kendimi berbat hissediyorum, ama ben sadece kül tablanı kırdım.
- I feel terrible, but I've just broken your ashtray.
Sanırım Tom'a çok kötü bir şey oldu.
- I think something terrible has happened to Tom.
O zaman çok kötü görünüyordu.
- She looked terrible at that time.
O sözcük oyunu müthiştir.
- That pun is terrible.
Tom müthiş bir keşif yaptı.
- Tom made a terrible discovery.
Bu yol dehşet verici.
- This road is terrible.
O zaman çok kötü görünüyordu.
- She looked terrible at that time.
Çok kötü bir ikilemdeyim.
- I am in a terrible dilemma.
The witch gave him a terrible curse.