Dolar döviz kuru önemli ölçüde arttı.
- The dollar exchange rate has increased dramatically.
Durum önemli ölçüde değişti.
- The situation has changed dramatically.
Böyle dramatik olmayı bırak.
- Stop being so dramatic.
Tom ve Mary'nin ilişkilerinin hikayesi dramatik olaylarla doludur.
- The story of Tom and Mary's relationships is full of dramatic events.
Tıp bilimi çarpıcı bir ilerleme gösterdi.
- Medical science has made a dramatic advance.
Yüzyılın sonuna gelindiğinde, dünya sıcaklıkta çarpıcı bir artış yaşamış olacak.
- By the end of the century, the earth will have experienced a dramatic increase in temperature.
... China, President Bush didn't. I'm also going to dramatically expand trade in Latin ...
... START treaty. And what this will do is dramatically reduce our stockpile and nuclear weapons launchers ...