I knew I should've given you a stronger dose.
- Sana daha güçlü bir doz vermem gerektiğini biliyordum.
It's time you had a dose of your medicine.
- İlacından bir doz almanın zamanı geldi.
They've increased Tom's dosage.
- Onlar Tom'un dozajını arttırdılar.
If the medicine isn't working, maybe we should up the dosage.
- İlaç işe yaramıyorsa belki dozajı yükseltmeliyiz.