Определение domuzlar в Турецкий язык Английский Язык словарь
- pigs
Pigs are even-toed ungulates.
-Domuzlar çift toynaklıdır.
All the apples that fall are eaten by the pigs.
-Düşen elmaların hepsi domuzlar tarafından yenir.
- plural of pig
- domuz
- pig
More than 75% of farms raised pigs and milk cows.
-Çiftliklerin %75'inden fazlası domuz ve süt ineği yetiştirdi.
No part of the pig is wasted.
-Domuzun hiçbir parçası boşa gitmedi.
- domuz
- swine
His father worked as a swineherd.
-Onun babası domuz çobanı olarak çalıştı.
They sacrificed forbidden swine, and put to death all who refused to eat.
-Onlar yasaklanmış domuzu kurban etti, ve onu yemeyi reddeden herkesi öldürdüler.
- domuz
- pig, swine, hog; pig, hog , swine; obstinate, pigheaded
- domuz
- porcine
- domuz
- {i} hog
- domuz
- porker
- domuz
- derri
- domuz
- pigheaded
- domuz
- sty
There's a pig in the sty.
-Ahırda bir domuz var.
- domuz
- boar
Wild boars have dug up my garden.
-Yaban domuzları bahçemi kazdı.
Tom is very good friend, but he looks like a wild boar so I don't consider him a potential love interest.
-Tom çok iyi bir arkadaş fakat o bir yaban domuzuna benziyor bu yüzden onu potansiyel bir ilgi duyulan kişi olarak düşünmüyorum.
- domuz
- {i} pork
Is eating pork a sin?
-Domuz eti yemek günah mı?
Is eating raw pork really bad for you?
-Çiğ domuz eti yemek sizin için gerçekten zararlı mı?
- domuz
- grunter
- domuz
- (Tabiat Doğa) (hayvan) pig, domestic pig
- domuz
- (Konuşma Dili) obstinate; cunning and selfish; spiteful, malicious
- domuz
- pig, hog, swine
- domuz
- (Konuşma Dili) You fink!/You swine!
Связанные Термины
Определение domuzlar в Турецкий язык Турецкий язык словарь
- domuz
- halk ağzında - Hain, aksi, ters, inatçı: "Domuzun mali için can tüketmeye mi geldik dünyaya?"- R. H. Karay
- Domuz
- HINZIR
- Domuz
- bocuk
- domuz
- Hain, aksi, ters, inatçı kimse: "Domuzun malı için can tüketmeye mi geldik dünyaya?"- R. H. Karay
- domuz
- Çift parmaklılardan, eti ve yağı için beslenen evcil hayvan (Susacrofa domestica)
- domuz
- Hain, aksi, ters, inatçı