Ten, eleven, twelve, thirteen, fourteen, fifteen, sixteen, seventeen, eighteen, nineteen, twenty.
- On, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.
The plane arrived exactly at nine.
- Uçak tam olarak dokuzda vardı.
Nineteen states voted in the elections of 1816.
- On dokuz devlet 1816 seçimlerinde oy kullandı.
I have been smoking since I was nineteen.
- On dokuz yaşımdan beri sigara içiyorum.