Please validate this ticket.
- Lütfen bu bileti doğrula.
Can you validate this parking ticket?
- Bu otopark biletini doğrulayabilir misin?
I need to verify everything you've told us.
- Bize söylediğin her şey doğrulamam gerekiyor.
Can anyone verify that?
- Herhangi biri onu doğrulayabilir mi?
Tom verified the date of the meeting.
- Tom toplantı tarihini doğruladı.
The police verified the car's license plate.
- Polis arabanın plakasını doğruladı.
I'd like to confirm our reservations.
- Ayırtmalarımızı doğrulamak istiyorum.
Can you confirm that he was hired?
- Onun işe alındığını doğrulayabilir misin?
He affirmed that he saw the crash.
- Kazayı gördüğünü doğruladı.
I affirmed that he was innocent.
- Onun masum olduğunu doğruladım.
Tom had no way of verifying the information.
- Tom'un bilgiyi doğrulayacak hiçbir yolu yoktu.
I have a confirmed reservation.
- Benim doğrulanmış bir rezervasyonum var.
Tom neither confirmed nor denied the rumors.
- Tom söylentileri ne doğruladı ne de yalanladı.
I affirmed that he was innocent.
- Onun masum olduğunu doğruladım.
He affirmed that he saw the crash.
- Kazayı gördüğünü doğruladı.