dizüstü bilgisayar

listen to the pronunciation of dizüstü bilgisayar
Турецкий язык - Английский Язык
Laptop, notebook
laptop computer
notebook

Please show me your notebook. - Lütfen dizüstü bilgisayarınızı bana gösterin.

Jim set out to write something in his notebook. - Jim dizüstü bilgisayarında bir şeyler yazmaya koyuldu.

briefcase computer
lap-top computer
laptop

I'll give you a laptop computer. - Sana bir dizüstü bilgisayar vereceğim.

This laptop computer is very thin. - Bu dizüstü bilgisayar çok incedir.

notebook computer
işlemci, dizüstü bilgisayar görüntü iletim teçhizatı
(Askeri) processor, laptop imagery transmission equipment