İncileri bulmak isteyen derin dalmak zorunda.
- Who wants to find pearls, has to dive deep.
Nehre dalmak istiyorum.
- I want to dive into the river.
Pat elbiselerini çıkardı ve içeri daldı
- Pat stripped off his clothes and dived in.
Nehre dalmak istiyorum.
- I want to dive into the river.
Tom Mary'nin suya dalışını izledi.
- Tom watched Mary dive into the water.
Ben çoğunlukla her gün dalış yaparım.
- I dive almost every day.
Tom beş yaşındayken dalmayı öğrendi.
- Tom learned to dive when he was five.
Beş yaşındayken dalmayı öğrendik.
- We learned to dive when we were five.
Kayalıktan dalış yapmak istiyorum.
- I want to dive off the cliff.
Tom Mary'nin suya dalışını izledi.
- Tom watched Mary dive into the water.
Mayuko soğuk suya daldı.
- Mayuko dived into the cold water.
The singer refused to perform when her diva-ish demands were not met.
She dove right in and started making improvements.