Onu rahatsız etmek istemedim.
- I didn't want to disturb him.
Onu rahatsız etmek istemedim.
- I didn't want to disturb her.
Hiçbir şey onu rahatsız etmez.
- Nothing disturbs her.
Sizi rahatsız etmediğimi umuyorum.
- I hope I'm not disturbing you.
Rahatsız etme korkusuyla sizi aramadım.
- I didn't call on you for fear of disturbing you.
Seni rahatsız ettiğim için üzgünüm.
- I'm sorry to disturb you.
Seni rahatsız ettiğim için üzgünüm.
- Sorry to have disturbed you.
Gürültü, benim uykumu rahatsız etti.
- The noise disturbed my sleep.
Polis, evindeki bir rahatsızlıkla ilgili raporlara cevap verdikten sonra Tom'u tutukladı.
- The police arrested Tom after responding to reports of a disturbance at his home.
Sizi rahatsız ettiysem üzgünüm.
- I am sorry if I disturbed you.
Gürültü, benim uykumu rahatsız etti.
- The noise disturbed my sleep.
Bu çok rahatsız edici.
- This is very disturbing.
Rahatsız edici bir haberimiz var.
- We have some disturbing news.
Sizi rahatsız etmiyorum, değil mi?
- I'm not disturbing you, am I?
Başkalarını rahatsız ettiklerini öğrendiklerinde yüksek sesle konuşuyorlardı..
- They are talking loudly when they know they are disturbing others.
Ben onu huzur bozucu buldum.
- I found it disturbing.
Seni rahatsız ettiğim için üzgünüm.
- I'm sorry for disturbing you.
Başkalarını rahatsız ettiklerini öğrendiklerinde yüksek sesle konuşuyorlardı..
- They are talking loudly when they know they are disturbing others.
Rahatsız etme korkusuyla sizi aramadım.
- I didn't call on you for fear of disturbing you.
Sizi rahatsız etmediğimi umuyorum.
- I hope I'm not disturbing you.
A school of fish disturbed the water.
His behaviour is very disturbing.
The trauma disturbed his mind.
That guy causes a lot of trouble, you know, he's such a disturbance.