Michael tabakları kırdı.
- Michael broke the dishes.
Sabah kahvaltısı tabakları hâlâ lavabonun içerisindeydi.
- The breakfast dishes were still in the sink.
Biftek ve havyar benim favori yemeklerim.
- Steak and caviar are my favorite dishes.
Aşçı her gün farklı yemekler hazırlar.
- The cook prepares different dishes every day.
Tam bulaşıkları kaldırdıktan sonra, Joan kapı zilinin çaldığını duydu.
- Just after putting away the dishes, Joan heard the doorbell ring.
Bu kapları çekmeceye koyun lütfen.
- Put these dishes inside the drawer, please.
Onursuzca yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim.
- I would rather die than live in dishonor.
Belki bir Fransız yemeğini tercih ederdiniz.
- Perhaps you would have preferred a French dish.
a dish of stew.
this dish is filling and easily made.
It's your turn to wash the dishes.