Tom's sister is a devout Christian.
- Tom'un kız kardeşi dindar bir Hristiyan.
Tom was a devout Christian who believed in miracles.
- Tom mucizelere inanan bir dindar bir hristiyandı.
I know atheists that have more humanity than all these religious and these socialists.
- Ateistlerin tüm dindar ve sosyalistlerden daha merhametli olduğunu biliyorum.
You're very religious, aren't you?
- Çok dindarsın, değil mi?
Tom had a pious reputation.
- Tom dindar bir üne sahipti.