dilediğini

listen to the pronunciation of dilediğini
Турецкий язык - Английский Язык
pleaseth
Third-person singular simple present indicative form of please

Be not hasty to go out of his sight: stand not in an evil thing; for he doeth whatsoever pleaseth him.

(archaic - please+eth) Third-person singular simple present indicative form of please

Be not hasty to go out of his sight: stand not in an evil thing; for he doeth whatsoever pleaseth him.

dile
{f} wish

Everybody wished he had been elected governor. - Herkes vali seçilmiş olmayı diledi.

She wished she had been born twenty years earlier. - O, yirmi yıl önce doğmuş olmayı diledi.

dile
{f} wished

Everybody wished he had been elected governor. - Herkes vali seçilmiş olmayı diledi.

I wish I were what I was when I wished I were what I am. - Keşke olduğum gibi olmayı dilediğim zaman olduğum gibi olsam.

dile
invoke
dile
{f} wishing

I never see a library without wishing I had time to go there and stay till I had read everything in it. - Bir kütüphane görünce, gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmayı dilemediğim olmamıştır.

I named my daughter Nairu wishing her long life. - Ona uzun bir ömür dileyerek kızıma Nairu ismini verdim.

dile
verbalized
dile
beg

I am no better than a beggar. - Bir dilenciden daha iyi değilim.

I must beg your pardon. - Ben sizden özür dilemeliyim.

dile
articulates
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение dilediğini в Турецкий язык Турецкий язык словарь

DİLE
(Osmanlı Dönemi) Gönül sahibi
DİLE
(Osmanlı Dönemi) f. Dil, gönül, kalb yürek
dilediğini
Избранное