Eğer balık olarak doğmuşsan, suyun altında ölmenin kızartma tavasında ölmekten daha onurlu olduğunu düşünecek kadar bilgiliyim.
- I am wise enough to think that if one is born a fish, it is more dignified to die under the water than in the frying pan.
Sen benden çok daha onurluyorsun.
- You're so much more dignified than I am.
Cenazede, dul kadın siyah takım elbisesi, şapkası ve eldiveni ile çok ağırbaşlı görünüyordu.
- At the funeral, the widow looked very dignified, with her black suit, hat and gloves.
Tom ağırbaşlı görünmeye çalıştı.
- Tom tried to look dignified.
Tom ağırbaşlı göründüğümü söylüyor.
- Tom says I look dignified.
Ne ağırbaşlı bir adam!
- What a dignified man!