Tom işleri farklı şekilde yapmalıydı.
- Tom should have done things differently.
Farklı şekilde tepki vermeliydim.
- I should've reacted differently.
Değişiklik olsun diye neden farklı bir şey denemiyorsun?
- Why not try something different for a change?
Tom değişik bir cevap verdi.
- Tom gave a different answer.
Bu farklı bir kelime mi yoksa aynı kelimenin başka bir hâli mi?
- Is this a different word or just another form of the same word?
Senin yaptığından başka türlü yapardım.
- I would do it in a different way than you did.
Senin fikirlerin benimkinden farklı.
- Your ideas are different from mine.
Farklı dillerde bir sürü cümle ekleyebilirim.
- I can add many sentences in different languages.
Klas ve farklı olmak için Hawaii tişörtümü ve yeşil şortumu giymeyi tercih ettim, ama çabucak beyaz gömlek ve siyah pantolona alıştım.
- I preferred wearing my Hawaiian T-shirt and green shorts to be cool and different, but I quickly got used to the white shirt and black slacks.
Sadece farklı olmak istiyorum.
- I just want to be different.
Senin yaptığından başka türlü yapardım.
- I would do it in a different way than you did.
Yasalar ABD'de eyaletten eyalete değişiklik göstermektedir.
- Laws differ from state to state in the United States.
Çeşitli farklı yollardan onun evine gidebilirsin.
- You can get to her house in a variety of different ways.
Birçok astronom çeşitli farklı teknikler kullanarak Hubble sabitini ölçmek için çok çalışıyor.
- Many astronomers are working hard to measure the Hubble constant using a variety of different techniques.
Tom diğer çocuklardan her zaman farklıydı.
- Tom was always different from other children.
O diğer çocuklardan her zaman farklıydı.
- He was always different from other children.
Öğretmenimiz ayrıca düğününün diğer insanlarınki ile aynı olmayacağını söyledi;biz nasıl farklı olacağını sorduk fakat o söylemedi.
- Our teacher also said that her wedding wouldn't be the same as other people's; we asked how it would be different, but she didn't say.
İki köpek farklı olabilir fakat benzer.
- Two dogs can be different, but similar.
Öğretmenimiz ayrıca düğününün diğer insanlarınki ile aynı olmayacağını söyledi;biz nasıl farklı olacağını sorduk fakat o söylemedi.
- Our teacher also said that her wedding wouldn't be the same as other people's; we asked how it would be different, but she didn't say.
Zehirli sarmaşık ve zehirli meşe bitkiler arasındaki nasıl ayrım yapacağınızı biliyor musunuz?
- Do you know how to differentiate between poison ivy and poison oak plants?
Recent research in the field of sociolinguistics and related fields has shown that women and men speak differently.
In any case, poor black respondents living in high-poverty neighborhoods are most likely to view their neighborhood as a single block or block group and to use this definition consistently when asked about different neighborhood characteristics and activities.
Mona is different from Eloise.
Several different scientists all reached this conclusion at about the same time.
... differently. ...
... it differently. I would've said this, I would've said, "This machine, the Super Collider, ...