Onun aksine sen gayretlisin.
- Unlike her, you are diligent.
Polo gibi at sırtında oynanılan bir oyunun aksine futbol aslında ayakla oynanılan bir top oyunu demekti.
- Football originally meant a game played with a ball on foot - unlike a game played on horseback, such as polo.
İki erkek kardeş görünümde oldukça farklı.
- The two brothers are quite unlike in their appearance.
Bill kardeşinden tamamen farklıdır.
- Bill is completely unlike his brother.