Birçok genç mühendis istihdam edildi ve onlar kendilerini yeni bir bilgisayar geliştirmek için adadılar.
- Several young engineers were employed and were devoted to developing a new computer.
Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
- The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
Hindistan gelişmekte olan bir ülkedir.
- India is a developing country.
Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yardım etmeliler.
- Advanced countries must give aid to developing countries.
Darwin, evrim teorisini geliştirdi.
- Darwin developed the evolutionary theory.
Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır.
- In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.
Son gelişmeler onların seyahat planlarını değiştirmelerine neden oldu.
- Recent developments caused them to change their travel plans.
Android uygulamaların gelişmesi bugünden itibaren mümkündür.
- The development of applications for Android is possible from today.
Newton İngiliz parası taklitçiliğini önlemek için gelişen tekniklerde etkiliydi.
- Newton was instrumental in developing techniques to prevent counterfeiting of the English money.
Tom bir video oyunu geliştiricisi.
- Tom is a video game developer.
Sen bir makine mühendisisin ve ben bir yazılım geliştiricisiyim
- You are a mechanical engineer and I am a software developer.
Tarım, bölgenin en verimli alanlarında gelişmiştir.
- Agriculture is developed in the most fertile lands of the region.
Kazakistan, Orta Asya'daki gelişmiş ülkelerden biridir.
- Kazakhstan is one of the developed countries in Central Asia.
Çoğu gelişmekte olan ülkelerde kentsel nüfus çok hızlı artıyor.
- The urban population in most developing countries is increasing very fast.
Aç insanların % 98'i gelişmekte olan ülkelerde yaşar.
- 98% of hungry people live in developing countries.
Uzun vadeli çıkarların uğruna, biz geliştirme departmanını satmaya karar verdik.
- For the sake of long-term interests, we have decided to sell the development department.
Yeni malzemelerin geliştirilmesi ile uğraşmaktadır.
- He is engaged in developing new materials.
Android uygulaması geliştiriyorum.
- I'm developing an Android application.
Değişim bazen zor olabilir, ancak yeni fırsatlar yaratabilir ve kişisel büyüme ve gelişme aracı olabilir.
- Change can sometimes be difficult, but it can also open up new opportunities and be a means of personal growth and development.
Hangisi daha önemlidir, ekonomik büyüme mi yoksa çevrenin korunması mı?
- Which is more important, economic development or environmental protection?
Amerika'da iken İngilizce becerisini geliştirdi.
- He developed his English skill while he was in America.
İlkel hesap makineleri, bilgisayarlar geliştirilmeden uzun zaman önce vardı.
- Primitive calculating machines existed long before computers were developed.
Bin yılın kalkınma hedeflerine 2015 yılına kadar ulaşılması gerekiyordu.
- The Millennium Development Goals were supposed to be achieved by 2015.
Ekonomik kalkınma Afrika için önemli.
- Economic development is important for Africa.
Turizmi büyük çapta geliştirme umutlarımız vardı.
- We had hopes of developing tourism on a big scale.
Onun çalışmaları bilimsel araştırmayı geliştirmeye çok katkıda bulundu.
- Her studies contributed greatly to developing scientific research.
Hindistan gelişmekte olan bir ülkedir.
- India is a developing country.
Çoğu gelişmekte olan ülkelerde kentsel nüfus çok hızlı artıyor.
- The urban population in most developing countries is increasing very fast.
Kilo almak, kişisel gelişimin en kolay metodudur.
- Weight increase is the easiest method for personal development.
Kelime işlemcilerinin gelişimi Japoncayı kolaylıkla yazmamızı sağladı.
- The development of word-processors has enabled us to type Japanese easily.
Fadıl, Kahire yakınlarındaki bir sitede yaşıyordu.
- Fadil lived in a housing development near Cairo.
Please develop this roll of film.
I need to develop my white-square bishop.
Let's see how things develop and then make our decision.
I need to develop a plan for the next three weeks.
An embryo develops into a fetus and then into an infant.
Our news team brings you the latest developments.
Of more significance in the nature of branch development; in the Jubulaceae, as in the Porellaceae, branches are acroscopic and normally replace a ventral leaf lobe.
The development of this story has been slow.
Our development department has produced three new adhesives this year.
... fertile continents for people to discover and develop. ...
... our ancestors develop the first writing. ...