devamı

listen to the pronunciation of devamı
Турецкий язык - Английский Язык
(roman) suite
(Bilgisayar) cont'd
cont
devam
continuation

War is the continuation of politics by other means. - Savaş, diğer yollarla siyasetin devamıdır.

Is early medieval glass production a continuation of Roman glass technology? - Erken Ortaçağ cam üretimi Roma cam teknolojisinin bir devamı mıdır?

devam
{i} attendance

Regular attendance is required in that class. - O sınıfta düzenli devam gereklidir.

devamı var
to be continued (written at the end of an article or serial)
devam
go
devam
{i} sequel
devam
{i} continue

None of the computers can continue to run with a burnt card. - Hiçbir bilgisayar yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.

Prices continue to climb. - Fiyatlar tırmanmaya devam ediyor.

devam
duration
devam
continuation, continuance, continuity, duration; attendance; Go on! Keep on! Keep going!
devam
{i} perpetuation
devam
prosecution
arama devamı
(Bilgisayar) call proceeding
devam
assiduous
devam
(Bilgisayar) more

There's more going on here than meets the eye. - Burada devam eden göründüğünden daha fazlası var.

Volvo is starting a new project Read more. - Volvo yeni bir projeye başlıyor. Devamını oku.

devam
(Bilgisayar) resume

Tom resumed speaking. - Tom konuşmaya devam etti.

When the excitement died down, the discussion resumed. - Heyecan azalınca,tartışma devam etti.

devam
elongate
devam
go on! keep on!
devam
follow-through
devam
dom
devam
standing

It was all I could do to keep standing. - Yapabildiğim bütün şey ayakta durmaya devam etmekti.

He kept standing all the way. - O yol boyunca ayakta durmaya devam etti.

devam
maintenance
devam
permanency
devam
pursuance
devam
continuance
devam
elongation
devam
run

Is the play still running? - Oyun hala devam ediyor mu?

Tom just kept running. - Tom koşmaya devam etti.

devam
continue on
devam
persists
devam
carried

In spite of the tyrant’s persecution, the hero valiantly carried on the struggle. - Zalim hükümdarın zulmüne rağmen, kahraman cesurca mücadeleye devam etti.

They carried on with the plan in spite of strong objections to it. - Ona karşı güçlü itirazlara rağmen onlar plana devam ettiler.

devam
underway

Search operations are still underway. - Arama operasyonları hala devam ediyor.

aynı türün devamı olan
in and in
devam
attendance, attending. D
devam
endurance

A man may die, nations may rise and fall, but an idea lives on. Ideas have endurance without death. - Bir insan ölebilir, uluslar yükselip düşebilir, ancak bir düşünce yaşamaya devam eder. Düşünceler ölümsüz sürekliliğe sahiptir.

devam
continued existance
devam
Go on!

Please go on with your story. - Lütfen hikayene devam et.

My father would not permit me to go on to college. - Babam üniversiteye devam etmeme izin vermezdi.

devam
steadiness
devam
1.continuation
devam
follow through
devam
progression
devam
permanence
devam
permanent
devam
stending
devam
perpetuity
devam
durability
liste devamı
(Bilgisayar) list continue
devamı
Избранное