Kitabın geri dönüşü için belirli bir zaman yoktur.
- There is a definite time to return the book.
Belirli bir artikel mi arıyorsun?
- Are you looking for a definite article?
Tamam, tamam, dedi doktor. Ben kesinlikle ona bir göz atacağım.
- Okay, okay, said the doctor. I'll definitely take a look at her.
Tom kesinlikle tam olarak ne olduğunu biliyor.
- Tom definitely knows exactly what happened.
Tom bir sonraki hafta sonu kesinlikle Mary'yi ziyarete gitmeli.
- Tom should definitely go visit Mary next weekend.
Bana kesin bir cevap ver.
- Give me a definite answer.
Onun Amerika'ya gideceği açık.
- It is definite that he will go to America.