Onun hikayesi herhangi birinin inanması için çok fazla saçma.
- His story was too ridiculous for anyone to believe.
Böylesine saçma bir hikayeyi sana kim anlattı?
- Whoever told you such a ridiculous story?
Muhtemelen komik görünüyorum.
- I probably sound ridiculous.
O şimdiye kadar duyduğun en komik şey.
- That's the most ridiculous thing I've ever heard.
O kadar gülünç değil.
- It's not that ridiculous.
Tom onun gülünç olduğunu düşünüyor.
- Tom thinks that's ridiculous.
Adam's hair is ridiculous.