This story is short enough to read in one lesson.
- Bu hikaye bir derste okumak için yeterince kısa.
The lesson is science.
- Dersimiz fen bilgisi.
You must not speak Japanese during the class.
- Ders sırasında Japonca konuşmamalısın.
The mathematics class is good.
- Matematik dersi iyidir.
Few people came to the lecture.
- Çok az sayıda kişi derse geldi.
The lecture starts at 8 o' clock.
- Ders saat 8'de başlar.
Mathematics is his best subject.
- Matematik onun en iyi dersidir.
English has become my favorite subject.
- İngilizce en sevdiğim ders oldu.
Instructional videos are a key component of many online courses.
- Öğretim videolar birçok çevrim içi derslerin önemli bir bileşenidir.
Every fable ends up with a moral.
- Her masal, alınacak bir dersle biter.
Did you understand the moral of this story?
- Bu hikayeden alınacak dersi anladın mı?
We have French in third period.
- 3. dönemde Fransızca dersimiz var.
In this school, a period is fifty minutes long.
- Bu okulda bir ders saati elli dakika uzunluğundadır.
Our principal does no teaching.
- Okulu müdürümüz derse girmez.
Tom is teaching a class right now.
- Tom şu anda bir sınıfa ders veriyor.
We should follow his example.
- Biz onun dersini izlemeliyiz.