The lesson is science.
- Dersimiz fen ve teknoloji.
The lesson is science.
- Dersimiz fen bilgisi.
You must not speak Japanese during the class.
- Ders esnasında Japonca konuşmamalısın.
You must not speak Japanese during the class.
- Ders sırasında Japonca konuşmamalısın.
The lecture starts at 8 o' clock.
- Ders saat 8'de başlar.
His lectures are terribly boring.
- Onun dersleri korkunç sıkıcı.
English has become my favorite subject.
- İngilizce en sevdiğim ders oldu.
Mathematics is his best subject.
- Matematik onun en iyi dersidir.
Instructional videos are a key component of many online courses.
- Öğretim videolar birçok çevrim içi derslerin önemli bir bileşenidir.
Every fable ends up with a moral.
- Her masal, alınacak bir dersle biter.
What's the moral of the story?
- Hikayeden alınacak ders nedir?
We have French in third period.
- 3. dönemde Fransızca dersimiz var.
Tom went to talk to Mary as soon as the period ended.
- Ders saati biter bitmez Tom Mary ile konuşmaya gitti.
Our principal does no teaching.
- Okulu müdürümüz derse girmez.
Tom is teaching a class right now.
- Tom şu anda bir sınıfa ders veriyor.
We should follow his example.
- Biz onun dersini izlemeliyiz.