The Mississippi River is deep and wide.
- Mississippi Nehri derin ve geniştir.
The roots of this tree go down deep.
- Bu ağacın kökleri derinlere uzanıyor.
Tom sighed profoundly.
- Tom derinden içini çekti.
She fell into a profound sleep.
- O derin bir uykuya daldı.
Layla had deep religious convictions.
- Leyla'nın derin dinsel inançları vardı.