Dünyada İngilizce'nin en yaygın şekilde konuşulan dil olduğunu inkar etmek yok.
- There is no denying that English is the most widely spoken language in the world.
Çalışan ailelerin çocukları için kaliteli bir eğitimi inkar etmek çalışan aileler için sağlık hizmetlerini ya da çocuk bakımını inkar etmek kadar yanlıştır.
- Denying a quality education to the children of working families is as wrong as denying health care or child care to working families.
Açık olanı reddetmek aptalca.
- Denying the obvious is stupid.
İsteğini reddetmek zorundayım.
- I have to deny your request.
O, hikayeyi yalanlamak için acele etti.
- She hastened to deny the story.
Tom'un önerisi reddedildi.
- Tom's proposal was denied.
O talepler reddedildi.
- Those requests were denied.
Tom bunu reddetmenin hiçbir anlamı olmadığını biliyordu.
- Tom knew there was no point in denying it.
Bunu reddetmeyeceğim.
- I'm not going to deny it.
Onun olduğunu inkar etmiyorum ama bir örnek delil sayılmaz.
- I'm not denying it happened, but one example can't be called proof.
Onu öptüğünü gördüm. Bunu inkar etme!
- I saw you kiss him. Do not deny it!