demirden

listen to the pronunciation of demirden
Турецкий язык - Английский Язык
ferrous
of compounds of iron in which it has a valence or oxidation number of 2
Related to iron; derived from the Latin, ferrum Ferrous metals are, therefore, iron-based metals
A metal that contains iron; most ferrous metals are subject to rusting
  Descriptive of any iron or iron bearing material
Describes any metal composed of or containing iron
Material composed of and/or containing iron A ferrous metal exhibits magnetic characteristics as opposed to a non-ferrous metal, such as aluminum, which does not
Of, or pertaining to, iron
Ferrous means containing or relating to iron. ferrous metals. ferrous chloride. containing or related to iron (ferrum )
A term applied to materials containing iron
Descriptive of any iron or iron bearing material
Any material containing iron
of or relating to or containing iron
Metals that consist primarily of iron
Any metal that is primarily composed of iron
Pertaining to a compound of iron in which the metal is divalent
of, or containing iron
Pertaining to, or derived from, iron; especially used of compounds of iron in which the iron has its lower valence; as, ferrous sulphate
Composed of and/or containing iron A ferrous metal exhibits magnetic characteristics
demir
{i} iron

Iron is a useful metal. - Demir yararlı bir metaldir.

Gold is more precious than iron. - Altın demirden daha kıymetlidir.

demirden yapılmış
iron

This mug is made of iron. - Bu kupa demirden yapılmıştır.

This bridge is made of iron. - Köprü demirden yapılmış.

demir
ferrous
demir
ferro-
demir
wrought iron
demir
(Ticaret) anchorage
demir
ferri-
demir
bar
demir
sidero-
demir
ferruginous; (Chemistry) ferric
demir
ferro
demir
of iron
demir
flat iron
demir
to iron
Demir
(Tıp) ferrum
demir
ferr
demir
bar (of a door)
demir
(Tabiat Doğa) (mineral, maden) iron
demir
iron; cleat; anchor
demir
the iron part of anything
demir
grille (of a window)
demir
(Denizcilik) anchor
demir
iron piece at the toe or heel of a shoe
demir
iron; anchor; iron, made of iron; ferrous
demir
made of iron
demir
{s} ferruginous
demir
{i} anchor

The ship anchored in the harbour and unloaded its goods. - Gemi limana demir attı ve yükünü boşalttı.

The ship is at anchor in the harbor. - Gemi limana demir attı.

demir
sidero
demir
{i} cleat
demir
irony
demir
{s} ferric
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение demirden в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Demir
(Adlar, İsimler) tomris
Demir
hadid
Demir
(Osmanlı Dönemi) AHEN
Demir
(Osmanlı Dönemi) MİFRAS
Demir
(Osmanlı Dönemi) SEHAM
demir
Atom sayısı 26, atom ağırlığı 55.847 olan, mavimtırak esmer renkte, 7,8 yoğunluğunda, 1510° C de eriyen, özellikle çelik, döküm ve alaşımlar durumunda sanayide kullanılmaya en elverişli element (simgesi Fe)
demir
Bazı nesnelerin demirden yapılmış parçası
demir
Ayakkabı topuğuna veya ayakkabı burnuna aşınmayı önlemek için çakılan, özel olarak yapılmış madenden parça
demir
iki çeneklilerden, ana yurdu Avustralya olan bir veya iki evcikli bir ağaç
demir
Atom sayısı 26, atom ağırlığı 55.847 olan, mavimtırak esmer renkte, 7,8 yoğunluğunda, 1510° C de eriyen, özellikle çelik, döküm ve alaşımlar durumunda sanayide kullanılmaya en elverişli element. Kısaltması Fe
demir
Gemilerin dalgalara, akıntılara kapılarak yer değiştirmemesi için suya atılan, zincirle gemiye bağlı bulunan, ucu çengelli ağır demir araç, çapa
demir
Atom sayısı 26,atom ağırlığı 55,847 olan,mavimtrak esmer renkte, 7.8 yoğunluğunda,1510 C' de eriyen,özellikle çelik döküm ve alaşımlar durumunda sanayide kullanılmaya elverişli element
demir
Ayakkabı topuğuna veya ayakkabı burnuna aşınmayı önlemek için çakılan, özel olarak yapılmış madenden parça. Çapa (II)
demir
Güçlü, kuvvetli, sert: "O kadar çabuk uyanmıştı ki, kalbinin demir bir elle sıkıldığını duydu."- S. F. Abasıyanık
demir
Güçlü, kuvvetli, sert
demir
Demirden yapılmış: "Hemşiresiyle rıhtımın kenarındaki demir kanepeye oturdular."- P. Safa
demir
Tarla belleme aracı, bel
demir
Demirden yapılmış
demirden
Избранное