Beşinci Cadde ve Harvey Caddesinin köşesindeki şarküteride çok et vardır.
- There are a myriad of meats at the deli on the corner of Fifth and Harvey Street.
Affedersiniz, nerede bir şarküteri bulabilirim?
- Sorry, where can I find a delicatessen?
Most people think I'm crazy.
- Birçok kişi deli olduğumu düşünür.
Do you think I'm crazy?
- Benim deli olduğumu düşünüyor musunuz?
You don't want Tom to think you're insane.
- Tom'un seni deli sanmasını istemiyorsun.
Charles Guiteau was insane.
- Charles Guiteau deliydi.
The people from Madrid are lunatics.
- Madritli insanlar delidirler.
Prisons are full of lunatics.
- Cezaevleri delilerle dolu.
He is either drunk or mad.
- O ya sarhoş ya da deli.
He is mad about music.
- O, müziği deli gibi seviyor.
Tom acted like a madman.
- Tom bir deli gibi davrandı.
He behaved like a madman.
- Delirmiş gibi davrandı.
Tom was deliriously happy.
- Tom delicesine mutluydu.
Tom said that Mary was delirious.
- Tom, Mary'nin delirmiş olduğunu söyledi.
She has extreme colonial mentality. She is crazy for Spanish culture.
- Onun aşırı sömürge zihniyeti var. O, İspanyol kültürü için deli oluyor.
I thought Tom and Mary were nuts.
- Tom ve Mary'nin deli olduğunu düşündüm.
The last person I told my idea to thought I was nuts.
- Fikrimi söylediğim son kişi deli olduğumu düşündü.
Ram and Sita were very fond of Hanuman.
- Ram ve Sita Hanuman'a deli oluyorlardı.
Tom seems slightly distracted.
- Tom hafiften deli gibi görünüyordu.
Tom looked pretty distracted.
- Tom oldukça deli görünüyordu.