Karar vermek size kalmış.
- It's for you to decide.
Karar vermek sana kalmış.
- It's up to you to decide.
Tom Boston'da çalışmaya devam edip etmeyeceği konusunda karar vermeliydi.
- Tom needed to decide whether he would continue working in Boston.
İş için kimi seçeceğine karar vermek sana kalmış.
- It rests with you to decide whom to choose for the job.
Mutlu olmaya karar verdim çünkü sağlığım için iyi.
- I decided to be happy because it's good for my health.
Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.
- Mary decided never to see him any more.
I have decided that it is healthier to walk to work.
Her last-minute goal decided the game.