Once upon a time there was a miller who was poor, but he had a beautiful daughter.
- Bir zamanlar fakir olan ama güzel bir kızı olan bir değirmenci vardı.
Mame uses a coffee mill to grind coffee beans.
- Mame kahve çekirdeklerini öğütmek için kahve değirmeni kullanır.
Pass me the pepper grinder.
- Karabiber değirmenini bana uzat.
I grind my coffee by hand with a coffee grinder with a crank handle.
- Ben kahvemi bir çevirme kollu kahve değirmeni ile öğütürüm.