This ship is not fit for an ocean voyage.
- Bu gemi okyanus yolculuğu için uygun değil.
John is not as old as Bill; he is much younger.
- John Bill kadar yaşlı değil; çok daha genç.
It ain't like before, you know.
- O eskisi gibi değil, biliyorsun.
The trouble with the world isn't that people know too little, but they know so many things that ain't so.
- Dünya ile ilgili sorun insanların çok az bilmesi değil fakat öyle olmayan çok şey bilmeleridir.
I am not the captain of the new team.
- Ben yeni takımın kaptanı değilim.
I am nothing but a poor peasant.
- Fakir bir köylüden başka bir şey değilim.
John is not as old as Bill; he is much younger.
- John Bill kadar yaşlı değil; çok daha genç.
Hope is not a strategy.
- Ummak bir strateji değildir.